Serbest zaman; uyku, zorunlu bireysel faaliyetler ve işten arta kalan zaman olarak tanımlanıyor. Boş zaman ise, kişinin mesleki, ailevi ve toplumsal görevlerini ve yaşantısını sürdürebilmek için zorunlu olan faaliyetleri yerine getirdikten sonra kendisi için kalan zamanı ifade ediyor. Yani kişinin özgür iradesiyle yapabileceği dinlenme, eğlenme, bilgi ve becerilerini geliştirme, toplumsal yaşama gönüllü olarak katılma gibi uğraşıları gerçekleştirebileceği bir zaman dilimi. Boş zaman, herhangi bir zorlama olmadan, kendi yargı ve seçimlerimize göre isteğimiz gibi kullandığımız zamana deniliyor.
Zamanın iyi kullanılabilmesi, insanın birçok faktöre bağlı olarak ayırdığı zaman arasında dengeyi iyi kurabilmesine bağlı. Çalışma dışı zamanda yer alan ve çoğunlukla “boş zaman” olarak tanımlanan dilim içinde yapılan aktiviteler hobi veya rekreasyon (dinlence) aktivitesi olarak ifade ediliyor. Bireylerin ortalama 70 yıllık yaşam sürelerini inceleyen araştırmacılara göre birey yaşamı içerisinde hayatının 27 yılını boş zaman etkinlikleri içerisinde geçiriyor.
Boş zamanı değerlendirme biçimi, toplumların gelişmişlik düzeyi ile ilişkili olarak farklılık gösterebiliyor. Günümüz modern toplumlarında endüstrileşme ve teknolojik gelişmeler yaşamı daha da kolaylaştırıyor ve insanlara ek boş zamanlar sağlıyor. Bazı gelişmiş ekonomilerde çalışma saatlerinin daha kısalması, ekonomik refah, mobil iletişim ve internet teknolojisi sayesinde esnek çalışma saatleri, insanların iş dışında daha fazla zamana sahip olabilmelerine olanak sağlıyor. Öte yandan modern hayatın beraberinde getirdiği ağır yaşam koşulları ve yoğun stres de, insanların boş zamanlarında hobi ve rekreasyon etkinliklerine yönelmelerine yol açıyor.
Modern hayatın insanlar üzerinde yarattığı bir diğer olumsuz etki de bireysel yaratıcılığı öldürmesi. Günümüzde artık insanlar tek başlarına hiç bir şey beceremez ve yapamaz duruma geliyorlar. Çünkü modern yaşamda her şey hazır sunuluyor ve insanlara sadece “tüketmek” kalıyor. Evet, hep birlikte bilgisayarlar, yollar, akıllı binalar, uçaklar yapıyoruz; ancak tek başımıza bir reçel yapamıyoruz. Artık yemek yapmıyor, turşu kurmuyor, gömlek veya elbise dikmiyor, çivi çakmıyor, soba yakmıyoruz. Ve kafamızın içini boşaltamıyoruz. Yaratıcılığımızı kaybediyoruz. Oysa yaratıcılık ve kişisel üretim etkinliklerinin bizler için en iyi meditasyon olduğu biliniyor. Tahta oymak, koleksiyon yapmak, örgü örmek, enstrüman çalmak, yemek yapmak, dikiş dikmek, resim çizmek, bir şeyler çakmak bize iyi geliyor.
Özellikle gelişmiş hizmet ekonomilerinde boş zaman, önemi hızla artan ekonomik aktivitelerden birisi. Boş zaman, ticari olarak da hızla yükselen bir sektör yaratıyor. İnsanların boş zamanlarını değerlendirmeleri için sunulan etkinlik türleri arasında, duygusal tatmin, ruhsal eksikliklerin giderilmesi, fiziksel aktiviteyi arttırmak amacıyla bireylerin boş zamanlarında gerçekleştirdiği etkinlikler ön plana çıkıyor. Rekreasyon etkinlikleri televizyon izlemek, internette gezinmek veya müzik dinlemek gibi basit eğlencelerden meditasyon ve yoga gibi zihinsel ve fiziksel etkinliklere, el sanatları ve seyahat gibi hobilerden spor etkinliklerine kadar uzanan geniş bir ticari yelpazede çeşitleniyor.
Zaman satın alınamıyor, biriktirilemiyor, depolanamıyor, ödünç alınamıyor, kiralanamıyor, çoğaltılamıyor ve tekrar yerine konulamıyor. Sadece kullanılan ve kaybedilen bir kaynak. Sahip olduklarımız içinde en değerlisi ama en dayanıksızı olan zamanın yanlış ve verimsiz kullanımından ortaya çıkan rahatsızlıklar kişiyi ve bütün toplumu etkiliyor. Modern toplumlarda insanlar yaşam kalitesini arttırmak için boş zamanlarında hobi ve dinlenceye yöneliyorlar. Bir anlamda “boş zaman yoktur, sadece boşa geçen zaman vardır” sözünün gereğini yapıyorlar. Zamanının değerinin farkında olmayarak, boşa zaman geçirenler ise “zaman öldürüyor”. Ya da, aslında zaman onları öldürüyor.